Powered By Blogger

13 Ekim 2012 Cumartesi

NE GECEYDİ AMA


 -Gecenin ilk maçı tarihinde ilk defa Euroleague maçına çıkan Beşiktaş ile Partizan arasındaydı.
- Salonda yaklaşık 6 bin seyirci vardı ama oldukça etkili olduklarını söylemek gerek.
- Beşiktaş ın ilk Euroleague sayısı Serhat Çetin den geldi.Serhat ümit milli takım zamanlarından beri beğendiğim bi oyuncudur ama malesef Fenerbahçe de yaşadığı sakatlıklar onun daha önceden bu arenayla tanışmasını geciktirdi.
- Beşiktaş rahat bir oyun sonucunda 81- 65 kazanarak lige galibiyetle başlamış oldu.
- Bu arada partizan ın da eski yıllara nazaran çok vasat bi takım olduğunu gördük.
- Maçın en skorer oyuncusu 25 sayıyla  Beşiktaş tan Patrick Christopher oldu.Erman Kunter in eski oyuncusu olan skorer oyuncu bu sezon büyük işler yapacağınında sinyalini vermiş oldu. En beğendiğim özelliği ise hiç bir pozisyonda zorlama atış yapmadı hep uygun zamanı kolladı ve takımın ona ihtiyaç duyduğu anlarda ortaya çıktı.


-Maç öncesinde kimse farketmese de belki de gecenin en önemli maçı Türkiye- Romanya maçıydı.  
-Ben kimsenin bu maça gereken önemi verdiğini düşünmüyorum.
-Basınımız ( her ne kadar bir Fenerbahçeli olarak benim için çok önemli olsada) Alex in vedasının arkasında tuttu bu maçı hafta boyunca ve maç başlayana kadar da çok fazla önemsemedi açıkçası.
-Federasyon grup açısından bu çok önemli maçı Şükrü Saraçoğlu na alarak büyük bir hata yaptı.Mutlak kazanmamız gereken ya da en kötü beraberlikle sonuçlanması gereken bu maç zemini Fenerbahçe nin de başına dert olan Kadıköy yerine daha düzgün bir zemini olan bir  yere alınabilirdi.Örneğin Bursa gibi.  
-Malesef teknik kadromuz ve oyuncularda yeterince ciddiye almadılar maçı.Yanlış kadro tercihinin yanı sıra oyuncu değişikliklerindeki hatalarda teknik heyetin eksileriydi.
- İyi oynadığı diyeceğimiz bir tane bile oyuncumuz yoktu sahada.Volkan da arkadaşlarına uyarak ne zamandır yemediği hatalı gollerden birini yedi.
-Salı günü Macaristan la final maçına çıkıyoruz.Beraberliğe bile tahammülümüz yok malesef.

-Gecenin son maçında Anadolu Efes Empario Milano deplasmanından 80-75 mağlup ayrıldı.
-Açıkçası maçı çok fazla takip etme imkanım olmadı.
-Maçın en dikkat çeken istatistiği Milano ekibinin 28 de 15 üçlük atıp 3 sayı çizgisinden 45 sayı bulması.
-Maçla ilgili olmasada Efes la ilgili bi kaç şey söylemek gerekir.
-Benim çoçukluk dönemlerimde basketbol deyince taraflı tarafsız herkesin aklına Efes gelir herkes onları desteklerdi.Korac Kupası zamanlarını dün gibi hatırlarım.Mirsad Türkcan,Volkan Aydın,Ufuk Sarıca,Murat Evliyaoğlu; daha sonraları Hidayet Türkoğlu,Hüseyin Beşok,Kerem Tunçeri ve tabi en önemlisi 7 numara PETER NAUMOSKİ.
-Kısaca anlatmaya çalıştığım eskiden Efes  harika savunma yapan Avrupa da kupalar kazanan finaller oynayan elit bir takımdı.Oysa şimdi her sene çok büyük paralar harcayan ve her sene hem Türkiye de hem de Euroleague de nal toplayan bi takıma dönüştü.
-Hazır Efes ten konu açılmışken bu kadar büyük bir kulubün kendi salonu olmaması da büyük bir ayıptır

.
-Günlerdir beklenen veda gerçekleşti.Ayrılığın ilk başında bazı sıkıntılar oldu ama sonuç olarak muhteşem bir veda oldu.
-Binlerce taraftar gerek kulübün kaldırdığı otubüslerle gerekse kendi araçlarıyla Alex i uğurlamak için havaalanına akın etti.
-Açıkçası bende orda olmak isterdim.Kendim gidemedim ama Fenerbahçeli olmasında büyük katkılarımın olduğunu düşündüğüm kardeşimi vekaleten gönderdim.
-Hem Alex in yaptığı son açıklamalar hem de yönetimden uzatılan zeytin dalı, olması gereken yakışan hareketlerdi.
-Bu arada Divan Başkanı da giderken Kaptan a bir plaket verdi.
-Bir daha çubuklu forma altında böyle bir futbolcuyu izleyebileceğimi sanmıyorum.Attığı onca gol, yaptığı asistler bir kenara göstermiş olduğu duruş ve karakter onu bambaşka bir noktaya taşıdı taraftarın kalbinde.
-Böyle bir veda ben daha önce görmedim ve bir daha yaşanacağını da düşünmüyorum.
-Ama bu gidiş sanki yıllar sonra bir geri dönüşünde habercisi gibiydi.Alex de giderken "Yüzde yüz bir Brezilyalı olarak doğdum ama ölürken yüzde elli Brezilyalı yüzde elli Türk olarak öleceğim diyerek" bu tespiti tescillemiş oldu.
-Umarım Kaptan futbola Kadiköy ün çimleri üstünde veda eder ve bende tribünlerdeki yerimi alırım.




                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder